Türk İstihbaratı, Eylem Tok ve Veledine Rahat Yüzü Göstermemelidir

Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…

Türkiye geçtiğimiz haftalarda bir trafik kazası sonucu yaşama veda eden 1 yaşında kız çocuğu sahibi Oğuz Murat Acı’nın ölümüyle tanıdı onları. Kaza sonrası önce Mısır’a oradan da Amerika’ya kaçtılar. Haklarında Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kırmızı Bülten çıkarıldı. Elbette kim olduklarını tahmin ediyorsunuz ama ben yine de yazayım, Eylem Tok ve veledi Timur Cihantimur.

Bugün ajanslara bir fotoğraf düştü. Yer, Amerika’nın New York eyaleti, Eylem Tok ve veledi Timur Cihantimur, New York sokaklarında ellerini kollarını sallayarak ve hatta gülerek, şen şakrak bir şekilde dolaşıyor. Eylem Tok ve Veledi Timur Cihantimur taksiye binerken görüntülendi. 4 kişiyi yaralamalarına ve 1 kişinin ölümüne neden olmasına rağmen 17 yaşındaki veledin kahkahalar eşliğinde taksiye binmesi içimde bir ürpertiye neden oldu. O kahkahada aklıma Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu ve Ankara’da iki arkadaşını öldürülen ardından kimliğini gizleyerek İstanbul, Tuzla’da yaşayan ve burada çaycılık yapan ve tek gözlü bir oda da yaşarken, çalıştığı yerin sahibinin eşini öldürüp bavula koyan ardından “Seri Katil” sıfatı kondurularak 2-3 gün kaçan ve ardından yakalanan Atalay Filiz denen şahıs geldi.

Oğuz Murat Acı’nın ölümüne neden olan Eylem Tok’un veledi Timur Cihantimur’unda artık Cem Garipoğlu ve Atalay Filiz gibi katillerden bir farkı kalmadığını belirtmek isterim. Halbuki, kaçmayıp, Türk yargısına güvenselerdi, yargılamalarından sonra yaşınında verdiği şart ile serbest dolaşabilecekti. Belki de Oğuz Murat Acı’nın 1 yaşındaki kızının “Ağabey”i bile olabilecekken, paranın da verdiği güce inanarak kaçmayı tercih etti.

Her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Bu konu da olan inancımı hiçbir zaman yitirmedim. Bu memlekette ve dünya genelinde bu vatanın köklerine bağlı insanların olduğunu da çok iyi biliyorum. Ama gelin, görün bazı durumlarda el kol bağlanabiliyor. Eylem Tok ve veledi Timur Cihantimur’un Amerika’ya kaçması ve iade edilememesi gibi…

Türkiye Cumhuriyeti gibi köklerinde binlerce yıllık akla sahip olan devletler böyle durumlarda resmi başvurularını yapar ve beklemeye başlar. Bu resmi süreç devam ederken, istihbarat devreye girer, uzak takip ile suçluyu, suçluları adım adım izlemeye başlarlar. Suçlular izlendiklerini bilirler ama bir şey yapamazlar. “Kafeye, lokantaya, alışverişe, eğlenmeye gidersin” istihbarat elemanı, muhbir her zaman çevrende hareket eder. Suçlu bu durumu hisseder. Zaten İstihbarat elemanı veya muhbir hissettirmek ve rahatsızlık vermek için kendini belli eden hareketlerde yapabilir. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti, Eylem Tok ve Veledi Timur Cihantimur’a karşı hayatın her alanında kendisini hissettirmelidir.

Bugün ajanslara düşen fotoğraf bu durumun önemli örneğidir. Türkiye Cumhuriyeti’nden, Türk yargısından belli dönem kaçabilirsin ama kamuoyuna yansıyan ve yansıtılmaya devam edecek olan fotoğraflardan, videolardan asla kaçamazsın. Sosyal medya üzerinde sürekli konu olup, haber bültenlerinde konuşulmaya devam edileceksiniz. Her ne kadar fotoğraflarınız da mutluluk pozu vermeye çalışsanız da yavaş yavaş içinizi kemireceksiniz. Tıpkı beyninize tane tane vuran su damlası hissiyatıyla yaşacaksınız.

Yakında, Eylem Tok’un eski eşi ve finans kaynağı olduğunu düşündüğüm, veledi Timur Cihantimur’un babası Bülent Cihantimur’u da kaleme alacağım.

Türkiye Cumhuriyeti’nde gazetecilik yapan ve vatandaşı olan şahsımada kamuoyuna yansıyan Eylem Tok ve veledi Timur Cihantimur’un New York’taki “Mutlu, mesut” şekilde çekilen fotoğrafını paylaşmak düşer;

Türk İstihbaratı, Eylem Tok ve Veledine Rahat Yüzü Göstermemelidir

14 Mart 2024 – Yakacık