Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…
2024 yılının gelmesinin ardından marketlerdeki gıda fiyatları cep yakmaya devam ediyor. Bu durumu ise tekelleşen marketleri denetlemeyen, belediyelere ve devlet yetkililerine bağlıyorum.
Genellikle sebze ve meyveleri evime yakın olan ve her Salı kurulan pazardan satın almaya gayret ediyorum. Hatta daha ucuza satın almak için akşam saatini bekliyor, daha uygun fiyata sebze ve meyve bulabiliyorum. Bu hafta işlerim yoğun olduğu için pazara gidemedim. Pazara gidemediğim için sebze, meyve, temel gıda ihtiyaçlarımı marketten yapma kararı aldım.
Oturduğum binayla arası yaklaşık 500 metre uzaklıkta 3 tane market var. Hani mantar gibi türeyen marketlerden… Öncesinde ihtiyaçlarımı bir kâğıda yazarak 3 marketi geziyor, fiyat karşılaştırması yapıyor, ardından alışverişe başlıyorum.
Her ne kadar fiyat karşılaştırması yapsam da fiyatlar “Üç aşağı, beş yukarı” aynı. Yalnız yaşamanın da vermiş olduğu avantajla koli yumurta almak yerine 10’lu veya 15’li yumurta satın almayı tercih ediyorum. Mesela, 15’li yumurta olmuş 60 TL!
Mutlaka evde litrelik süt bulunduruyorum. Reflü hastalığım olduğu için midemde sıkıntı yaşadığım zaman çok iyi geliyor. 2023 Aralık ayında 28 TL’ye satın aldığım süt 35 TL’ye yükselmiş.
Kuşbaşı et, nohut, kuru fasulyeye hakikaten çok yakışıyor. Özellikle kış aylarında ayda 3 – 4 defa pişirmeye özen gösteriyorum. Aralık 2023 yılında 120 TL’ye aldığım 400 gr kuşbaşı et, 150 TL’ye yükselmiş. Yani 30 TL zam gelmiş.
Makarnayı ise Barilla marka tercih ediyorum. Üç harfli markette 33 TL’ye gördüğüm makarnayı, beş harfli marketten 25 TL’ye satın aldım. Gramajı ise, 500 gr.
Asıl şaşırdığım ise parmak kadar kaşar peynirin (Ağırlığı 20 gr.) 17 TL olması! Ürünün fotoğrafını aşağıya bırakıyorum. Parmak kadar kaşar peynir fiyatının bütün moralimi altüst ettiğini, çocuklu ailelerin aklıma geldiğini, nasıl geçindiklerini, bu yüksek fiyatlarla et ve süt ürünlerini nasıl satın aldıklarını düşünmeden edemedim.
Yukarıda bahsettiğim ürünleri fiyat kıyaslaması yaparak elbette çoğaltabilirim. Ama bu durum marketlere denetleme yapılmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye’de maalesef tekelleşen marketler zincirine mahkum bırakılıyoruz. Bunu bildikleri ve hesap soranda olmadığı için, istedikleri fiyatları etiketlere rahat bir şekilde yansıtabiliyorlar.
Bu hafta pazara çıkamadığımı söylemiştim. Gelecek hafta Salı günü pazara gidip fiyatlara göz atacağım. Bakalım, mevsiminde tükettiğimiz sebze ve meyve fiyatları ne durumda? Sizlere buradan fiyatları paylaşırım.
Yazımı Thomas Sowell’in bir sözüyle noktalamak istiyorum: “Ekonomide ilk ders kıtlıktır. Buna göre, insan ihtiyaçlarını karşılamakta kullanılan her şey kıttır. Siyasetteki ilk ders ise, ekonomideki ilk dersin dikkate alınmamasıdır.”
9 Şubat 2024 – Yakacık