Tarih 21 Ekim 2007’yi Gösteriyordu…

Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…

Geçtiğimiz hafta Pençe – Kilit operasyonunda şehit olan 9 askerimize tekrar Allah’tan rahmet milletimize başsağlığı diliyorum. Maalesef Misak-ı Milli sınırlarımız dışında üs kurduğumuz sürece bu tarz üzücü haberler ile karşılayacağımız kaçınılmaz bir gerçek olmaya devam edecektir. Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun dediği gibi, “Ara, bul, yok et! Ne üssü?”

Elbette, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) binlerce yıllık bir tarihe sahip. Tarihin en eski ordularından biri olduğu için vatandaşlarla güven üzerine kurulu bir bağ kurmaya devam etmektedir. Bugün sokağa çıkıp vatandaşlara soralım TSK, Türkiye Cumhuriyeti’nin en güvenilir kurumları arasında ilk sırada gösterildiğine şahit olacaksınız.

O yüzden millet olarak nasıl bir yozlaşmanın içine girdiğimizden bahsetmek istiyorum. Tarih 21 Ekim 2007’yi gösteriyordu. Gece saat 00:10 sularında Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi, Dağlıca Köyü’nde bulunan Komando Taburuna, 150 kişilik PKK’lı grup ağır silahlarla baskın düzenledi. Bu baskında 12 askerimiz şehit olmuş, 6 askerimiz ise kaçırılmıştı.

Bu baskının duyulmasının ardından, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinde vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla sokaklara akın ederek, PKK’yı, teröristlere yardım ve yataklık edenleri lanetlemişlerdi. Bu baskın elbette lanetlemeyle sınırlı kalmamıştı. Vatandaşlar yeniden silah altına girmek için, teröristlere karşı mücadele etmek için askerlik şubelerine akın ediyordu.

Ben de bu ülkenin bir ferdi ve vatani görevini yapmış biri olarak, aldığım karar doğrultusunda Kadıköy, Rasimpaşa Mahallesi kütüğüne kayıtlı olduğum için, yerli şubem olan Zeynep Kamil’de bulunan Kadıköy Askerlik Şubesine giderek, görevli personele yeniden silah altına alınmak istediğimi söyledim. Konuyla ilgili dilekçe verdikten sonra adresime gönderilen belgeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:

Dağlıca baskının üzerinden 17 yıl geçti. 17 yılın sonunda şehitlerimiz için verdiğimiz tepki sadece sosyal medya üzerinden duyar kasmak! Nereden nereye…

Yazımı Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” isimli kitabından bir alıntı ile noktalamak istiyorum “Ecdadımızın heybeti maruf-ı cihandır. Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır.”

18 Ocak 2024 – Yakacık