Eylem Tok ve Veledi

Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…

Türkiye Cumhuriyeti yetimlerin, kimsesizlerin, mazlumların, garibanların ülkesi mi? yoksa işlenen suçları vb. para ile halledebileceklerini sananların ülkesi mi? Ben birinci düşünceden yanayım. Çünkü, Türkiye Cumhuriyetini kuran kadrolar gariban, yetim, kimsesiz insanlardı.

Türkiye kamuoyu geçtiğimiz günlerde, Eylem Tok isimli şahısın ehliyetsiz 17 yaşındaki veledi, lüks bir otomobil ile emniyet şeridinde bekleyen 5 kişiyi ezmiş, kaza da evli ve 1 yaşında kızı olan Oğuz Murat Acı’nın hayatını kaybettiği olaya şahit oldu.

Eylem Tok olaydan sonra veledini apar topar ilk uçakla Mısır’a kaçırmasının ardından sosyal medya mecralarında vatandaşların haklı tepkisiyle karşılaştı. Bu tepkilere rağmen Eylem Tok isimli şahıs kaçmaya ve veledini Türk Mahkemelerine teslim etmemekle direnmeye devam ediyor.

Yaşanan olayla ilgili ortaya birçok iddia atıldı. Bu iddiaların ilki, Eylem Tok isimli şahısın 17 yaşındaki ehliyetsiz veledinin uyuşturucu kullandıktan sonra direksiyon başına geçmiş olabileceği, olası yakalamasında sağlık kontrollerinde bu durumun ortaya çıkmasını engellemek olduğudur. Diğer iddia ise, 5 kişiye çarpıp, 1 kişinin ölümüne neden olan 17 yaşındaki veledin hemen annesi olan Eylem Tok’u arayarak yardım istediği, olay yerine gelen Eylem Tok’un yaralananlara yardım etmek yerine, onların cep telefonlarına el koyup, olay yerinden hızla uzaklaşmasıdır.

Çocukluğumdan beri, bu topraklarda iki çeşit terör vardır. Bu terör hiç bitmemiştir. Bu terörlerden biri PKK, DHKP/C, Hizbullah, İŞİD vb. ikinci ise Trafik Terörüdür. Madem trafik kazalarına “Trafik Terörü” diyoruz. O halde Eylem Tok’un veledi terör saldırısından yargılanmalıdır. Madem kişi veya kişiler, teröriste yardım ve yataklık yaptığı için, ona ait delilleri yok ettiği için yargılanıyor. Eylem Tok’un da yardım ve yataklık yapmak, delilleri karartmak, yok etmek iddiasıyla yargılanması gerektiğini düşünüyorum.

Olayın ardından Eylem Tok denen şahıs bir de utanmadan canlı yayına bağlanarak şu ifadeleri kullanıyor; “Bir kaza bu. Kaçırmak filan yok. 17 yaşında pırıl pırıl bir çocuk var. Ben bir anneyim, bugün olsa yine yaparım.” Ne kadar vicdansızca bir açıklama değil mi? Hayatını kaybeden Oğuz Murat Acı’nın 1 yaşındaki kızı ne oluyor?

Olayla ilgili açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Hemen Cumhuriyet Başsavcılığımız olayın ilk anından itibaren soruşturmayı başlatmıştı. Ve kişinin yakalanması için yakalama kararı çıkarıldı. Ve Mısır adli makamlarından iadesini talep edecek olan süreci başlattık. Bir kırmızı bülten çıkarıyoruz. Bu konudaki süreç başladı. Tabii Mısır ile adli yardımlaşma anlaşmamız da var. Suçluların iadesine ilişkin. Bu konuya ilişkin süreci yakinen takip ediyoruz.” İfadesini kullanmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, kanunları, nizamları “Biz bu işi, tanıdıklarla, para ile çözeriz” düşüncesine karşı ve bir daha kimsenin cesaret edemeyeceği şekilde, İbret-i alem olması açısından şunu yapmalıdır; haklarında kırmızı bülten çıkarılan Eylem Tok’a ve veledine ters kelepçe takarak,  basını da havalimanına davet ederek, hatta bu işi “Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü görüyorsunuz” şeklinde lanse ederek kimsesizlere, garibanlara, yetimlere güven verecek şekilde mahkemeye sevk edilmelilerdir.

Olayı ve süreci yakından takip etmeye devam edeceğim. Ümit ederim, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ise, kimsesizlerin, garibanların, yetimlerin babası, anası ise başkalarının da bu olaydan ders çıkarması için Eylem Tok ve veledi için gereğini yapacaktır.

7 Mart 2024 – Yakacık